Söyleşi
|
ATAMAN VE ERKMEN AYDOĞDU KARDEŞLERLE RÖPORTAJ (TSF) |
|||
|
|
|||
| (Temmuz 2008 Mersin Milli Takım Kampında yapılan ve TSF de yayınlanan röportajdan alındı. Bazı resimler ESM arşivinden eklendi.) Kendinizi kısaca tanıtır mısınız? Ataman Aydoğdu: Ben Ataman Aydoğdu. 17 yaşındayım, İzmirliyim. 12 senedir satranç oynuyorum. İlk katıldığım Yaş Grupları Türkiye Şampiyonası'nda dördüncü olmuştum. Avrupa Şampiyonası'na gidip on dördüncülüğü paylaştım. Bir kez dokuzuncu olduktan sonra üç yıl üst üste ikinci oldum OKS nedeniyle bir yıl ara vermem gerekti. Döndüğümde aslında iyi oynamama rağmen hem seçmelerde hem finallerde yaş grubumda Türkiye Şampiyonu olmuştum. Federasyonun yaptığı çalışmaların da katkısıyla son iki yıldır biraz daha iyi durumdayım. Bizi birçok turnuvaya gönderdiler, Subotica'daki Avrupa 18 Yaş Altı Takımlar Şampiyonası ve Singapur'daki 16 Yaş Olimpiyatları başta olmak üzere...Ayrıca Dünya Yaş Grupları'nın Türkiye'de de olması, bir yılda reytingim 100'den fazla arttı ve daha da artacağına eminim. Erkmen Aydoğdu: Ben Erkmen Aydoğdu. 16 yaşındayım. Satranca 4 yaşında başladım. İkimiz beraber başladık. Ben çok küçük olduğum için beni kursa almamışladı; ama sonradan nasıl oynadığımı görünce kursa aldılar (gülüşmeler). Benim de ilk katıldığım sene Türkiye üçüncülüğüm vardı. Genellikle 4-7 arasında veya ilk onda yer aldım Tükiye Şampiyonaları'nda. Yanlış hatırlamıyorsam 2001 yılında MEB Türkiye Şampiyonası'nda birinci olmuştum. 2005'te Yalova'da Türkiye ikincisi oldum. Ürgüp'teki Avrupa Yaş Grupları'nda 24.olmuştum. OKS nedeniyle ben de ara vermek durumunda kaldım ve performansım oldukça düştü; fakat iyi oynayabilmek için çalışıyorum. Beraber mi başladınız satranca? Nasıl oynamaya başladınız? A.A.: Aynı yerde başladık. Abdullah İlhan sayesinde satrançta tanıştık. Şu anda da Alper Efe Ataman ile beraber çalışıyoruz. Ondan önce kısa bir süre de GM Orazly Anngeldyev ile çalıştık; ama bizim hocamız Abdullah İlhan'dır diyebiliriz.  E.A.: Satrancı ilk kez babam bize göstermiş. Bize taşları anlatmış. Bakmış biz de oynamaktan çok zevk alınca bizi bir kursa göndermeye karar vermiş. Karşıyaka'daki Ege Satranç Merkezi'ne götürmüş. Böylece satranca da başladık. Uzun yıllar da Abdullah İlhan'la çalıştık. Neredeyse her gün kulübe giderdik zamanında.  Kardeşler arasında hep rekabet de olur. Sizin aranızdaki rekabet nasıl? E.A: Tatlı bir rekabet var! (Gülüşmeler) Hiç bugüne kadar önemli turnuvalarda oynamadık. A.A.: Yıldırım turnuvasında oynadık herhalde ilk defa, onu da ben kazandım. E.A.: Daha hiç bir şey bilmediğimiz zamanlar Gelişim Koleji'nde bir turnuvada ikimiz de herkesi yenmiştik. Son tur birincilik maçı yapıyoruz. Berabere yapmaktan falan da haberimiz yok. Neyse, oynamaya başladık, konum da eşit. Maçı da ben kazandım ve abim dördüncü oldu. A.A.: Bir defa daha karşılaşmıştık yine son tur. Berabere yaptık, sonra hakem niye hemen berabere yaptığımızı sormuş. Biz de "Biz kardeşiz!" demişiz.  Peki aranızda hiç kıskançlık yok mu? Biriniz daha başarılı olduğunda ötekini yenmeyi daha fazla istediğiniz hiç olmuyor mu? E.A.: Açıkçası olmuyor. A.A.: Benim de olmadı.  Kamp nasıl geçti? A.A.: Kamp gayet güzel geçti. Turnuvalar olması sürekli bir açıdan iyi bir açıdan kötüydü... E.A.: ...Bence de...Dersler daha yararlı olabilirdi. A.A.: Turnuvada iyi bir testti; ama belki ders süreleri azaldı. Ataman, geçen sene hem Subotica'da 18 Yaş Altı Avrupa ikincisi olan takımda hem Singapur'daki başarılı takımlarda yer aldın. Önceki yıllara göre sonuçlar nasıl değişti sence?  A.A.: Ben küçüklüğümden beri haberleri çok yakından takip ederim. Sonuçları da az çok bilirim. O zamanlar bugünkü kadar çok turnuvalara katılınmıyordu. Bu dönemde sürekli turnuva haberleri geliyor. Bir bakıyoruz Vahap Dubai'de üçüncü olmuş, bir bakıyoruz Dünya Okullararası Şampiyonası başlamış, bir bakıyoruz Cankut Avrupa Okullararası Şampiyonu olmuş...  Subotica'ya gelince, biz aslında kağıt üzerinde zayıf görünüyorduk dokuzuncu sırada başlamıştık. Hele ilk turda kaybettikten sonra ikinci olmayı da pek beklemiyorduk açıkçası. Takımda güzel bir ortam vardı, kaybedenler üzerinde hiçbir baskı olmuyordu. Çok rahat hissediyorduk kendimizi. Hırvatistan'ı yendiğimiz gün, halay çekmiştik turnuva salonunun dışındaki bahçede onu hiç unutmam. Belki değerlendirmek bana düşmez; ama Türkiye'de büyük aşamalar kaydedilmiş gibi geliyor bana. Dünyaya yayılmış durumdayız. Türkiye'de birçok turnuva var. Şimdi Gaziantep'te Dünya Gençler Şampiyonası, sonrasında da Mersin'de 16 Yaş Olimpiyatları var...Dünya Yaş Grupları oldu...TSF Başkanı Ali Nihat Yazıcı'nın FIDE Başkan Yardımcısı olması...  E.A.: ...Federasyon başkanı Ali Nihat Yazıcı'nın FIDE Başkan Yardımcısı olması, hatta Meksika'ya gidip haberler hazırlaması bile çok şey ifade ediyor. Favori oyuncularınız? A.A.: Magnus Carlsen E.A.: Alexander Morozevich ve Veselin Topalov'un oyunları çok hoşuma gidiyor.  Sanıyorum stilleriniz biraz farklı? E.A.: Ben daha güvenli, daha sakin oynamaya çalışıyorum. Sizi en çok etkileyen satranç kitapları hangisiydi? A.A.: Richard Reti'nin "Satrançta Büyükustalar ve Modern Görüşler" kitabı ve Sergiu Samarian'ın "Sistematik Antrenman'ı". E.A.: Alexander Koblenz'in "Satrançta Turnuva Hazırlığı" ve yine Reti'nin kitabı.  Röportaj için teşekkürler, başarılar.
|
|||
