egesatranc . net

Ege'nin Kalesi

30 AĞUSTOS
Ağustos ayı ZAFER ayımızdır.Malazgirt….  Anafartalar ve BAĞIMSIZLIK savaşımızın TACI Dumlupınar. Biz ulus olarak sevincimizi ve acımızı türkülerde ( TÜRKÜ=TÜRK’E has ) yaşar ve yaşatırız. Ulusumuzun 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINI ‘Türküler dolusu’ bir şiirle kutlamak istiyorum. Ne Mutlu Türküm Diyene.


TÜRKÜLER DOLUSU
Kirazın derisinin altında kiraz
Narın içinde nar
Benim yüreğimde boylu boyunca
Memleketim var
Canıma ciğerime dek işlemiş
Canıma ciğerime
Sapına kadar.
Elma dalından uzağa düşmez
Ne yana gitsem nafile.
Memleketin hali gözümden gitmez
Binbir yerimden bağlanmışım
Bundan ötesine aklım ermez.
Yerliyim yerli olmasına
ilmik ilmik, damar damar
Yerliyim.
Bir dilim Trabzon peyniri
Bir avuç tiftik
Bir çimdik çavdar
Bir tutam şile bezi gibi
Dişimden tırnağıma kadar
Ressamım.
Yurdumun taşından toprağından sürüp gelir nakışlarım
Taşıma toprağıma toz konduranın
Alnını karışlarım.
Şairim şair olmasına
Canım kurban şiirin gerçeğine hasına
içerisine insan kokusu sinmiş mısralara vurgunum
Bıçak gibi kemiğe dayansın yeter
Eğri büğrü, kör topal kabulüm
Şairim
Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası
Ayak seslerinden tanırım
Ne zaman bir köy türküsü duysam
Şairliğimden utanırım
Şairim
Şiirin gerçeğini köy türkülerimizde bulmuşum
Türkülerle yunmuş yıkanmış dilim
Onlarla ağlamış, onlarla gülmüşüm.
Hey hey, yine de hey hey
Salınsın türküler bir uçtan bir uca
Evelallah hepsinde varım
Onlar kadar sahici
Onlar kadar gerçek
insancasına, erkekçesine
"Bana bir bardak su" dercesine
Bir türkü söylemeden gidersem yanarım.
Ah bu türküler
Türkülerimiz
Ana sütü gibi candan
Ana sütü gibi temiz
Türkülerde tüter dağ dağ, yayla yayla
Köyümüz, köylümüz, memleketimiz.
Ah bu türküler,
Köy türküleri
Dilimizin tuzu biberi
Memleket ahvalini onlardan sor
Kitaplarda değil, türkülerde ara Yemen'i
Öleni, kalanı, gidip gelmeyeni...
Ben türkülerden aldım haberi.
Ah bu türküler, köy türküleri
Mis gibi insan kokar, mis gibi toprak
Hilesiz hurdasız, çırılçıplak
Dişisi dişi, erkeği erkek
Kaşı kaş, gözü göz, yarası yara
Bıçağı bıcak.
Ah bu türküler, köy türküleri
Karanlık kuyularda açılmış çiçekler gibi
Kiminin reyhasından geçilmez
Kimi zehir, kimi zemberek gibi.
Ah bu türküler, köy türküleri
Olgun bir karpuz gibi yarılır içim
Kan damlar ucundan, mürekkep değil
işte söz, işte ses, işte biçim:
"Uzun kavak gıcım gıcım gıcılar"
iliklerine kadar işlemiş sızı
Artık iflah olmaz kavak ağacı
Bu türkünün yüreğinde sancı var.
Ah bu türküler, köy türküleri
Ne düzeni belli, ne yazanı
Altlarında imza yok ama
içlerinde yürek var
Cennet misali sevişen
Cehennemler gibi dövüşen
Bir çocuk gibi gülüp
Mağaralar gibi inleyen
Nasıl unutur nasıl
Ömründe bir kez olsun
Halk türküsü dinleyen...


24 KASIM 
9 Eylül 1922’de Bağımsızlık (Kurtuluş) savaşımızı kazandık. Cumhuriyetimizin ilanı ile Osmanlı imparatorluğu tarih olur. Bize bıraktığı miras; 285.000 okur-yazar.
Cumhuriyetimiz devletini işletebilmesi için 350.000 okur-yazara ihtiyacı vardır. Bu nedenle eğitim alanında köklü değişikliğe gidilmiştir.1 KASIM 1928 de yeni ALFABE kabul edilir. Dönemin devrimci Milli Eğitim Bakanı, Mustafa Necati ‘MİLLET MEKTEPLERİNİ’ açar ve 24 KASIM 1928 de Mustafa Kemal Atatürk ‘ Başöğretmenliği ‘kabul eder. Kısa sürede okur-yazarlıkta büyük başarı elde edilir ve ileriki yıllarda açılan ‘KÖY EĞİTMEN’ kurslarına ,’KÖY ÖĞRETMEN’ okullarına ve ‘KÖY ENSTİTÜLERİNE’ ilham kaynağı olur. Sahip çıkamadığımız ‘KÖY ENSTİTÜLERİMİZ’ ise BM ‘UNESCO’ tarafından ‘TÜRK EĞİİTİM MODELİ’ olarak tescil edilip, kalkınmakta olan ülkelere tavsiye edilmiştir. Atatürk’ün 100’cü doğum yılı olan 1981 de 24 KASIM OĞRETMENLER günü olarak kutlanması kabul edilmiştir.

Bizlere 
Cumhuriyet değerlerini bıkmadan, usanmadan aktaran tüm öğretmenlerimizin bu anlamlı gününü candan kutlarım.

CUMHURİYETE GİDEN YOL,  DEMİRYOLLARIMIZ
Demiryolu tarihimiz, 1850’li yıllarda başlar. Endüstri trenini kaçıran Osmanlı
 Demiryolu yapımını ve işletmesini ağır imtiyazlar karşılığında batılı şirketlere vermiştir.  

Çalışanların %90 gayri Müslim, işletme dili Fransızca, Kilometre başına kar garantisi işin cabası. İşin en acı yanı, "Türkler demiryolu yapamaz" masalına halkımızın da inandırılmış olması.

 
1900 yılına gelince stratejik önemi anlaşılmış ise de çok geç kalınmış ve Balkan savaşında bedeli ağır ödenmiştir. Bağımsızlık savaşında toplarımızın kamalarını yapan kahraman demiryolcularımızdır.
   
Büyük Taarruz başladığında demiryollarımızın komutanı ve genel müdürü Behiç Bey (ERKİN) Mustafa Kemal'den aldığı bir telgrafı aktaralım: -İş bu dakikadan sonra bütün millet fedakâr şimendifercilerimizi, Allahtan sonra yegâne muin-i zaferi (zaferin biricik) yardımcısı görmektedir. Zaferden sonra "Türkler demiryolu yapamaz'ın" cevabı verilmiş ve ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ‘Onuncu yıl’ marşının bir mısrasını değiştirerek demiryolcularımızı ödüllendirmiştir. "Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan". 



1950’li yıllara geldiğimizde, Amerikan "Marshall"’ yardımları ile kara yolu yapımı öne çıkar ve demiryollarımızın ihmali başlar.1961 de ilk Türk otomobili "DEVRİM" TCDD Eskişehir cer atölyesi tarafından üretilmiştir.1980’li yıllarda demir yolları için ; _Demirperde ülkesi işi_  gibi alaycı ifadeler kullanılmış ve çağdaşlarından geri bırakılmıştır. 

Bu gün ülkemizde onlarca marka otomobil üretiliyor; fakat hepsi yabancı marka taşıyor. Artık lisanslı üretilen araçlarda bile Şahin, Doğan, Murat adlarının kullanılmasından vazgeçildi. Hiçbiri, Türk malı "KARAKURT" lokomotifinin Türk malı "DEVRİM" otomobilinin CUMHURİYET törenlerinde yer alması kadar kadar gururumu okşamıyor.   



Hakkın rahmetine kavuşmuş ve hayatta olan tüm demiryolcularımızın emeği önünde saygı ile 
eğilir, tüm ulusumuzun CUMHURİYET bayramını kutlarım.

NİCE 85 YILLARA  







Not : Dünyanın her yerinde toplu ulaşım ve taşıma için en güvenli, en ekonomik ve en çevreci araçların raylı sistemler olduğu kabul ediliyor. Ülkelerin metro ağlarının uzunluğu ile gelişmişlik düzeyleri arasında paralellik var. Bunca deneyime rağmen adı "metrobüs" olan, yer altından değil, üstünden giden, trenler değil, otobüsler de sadece bizde var. Dünyada en çok kamyona sahip, kamyonların karıştığı kazalarda en çok insanı ölen, petrol için gelirlerinin büyük bir bölümünü harcayan, dünyanın en pahalı benzini kullanan ülkesi de maalesef ülkemizdir. 

Besim Özgür'ün önceki yazıları


9 EYLÜL
 Dokuz Eylül 1922 yalnızca İZMİR’İN bağımsızlık günü değil tüm Türkiye’nin mutlu günüdür. Tüm ulusumuza kutlu olsun!
Dokuz Eylül 1922 ,Trablusgarp savaşı ile başlayan bir savaş döneminin sona erdiği mutlu bir gündür. Ancak ; “Bağımsızlık benim karakterimdir.”diyen Mustafa Kemal Atatürk için yeni bir savaş başlamaktadır.


Atatürk'ün İzmir'e girişi


Alsancak yanıyor. Yunanlılar ve Ermeniler İzmir'i bize böyle bıraktılar.


Yangından sonra Alsancak semti

İktisadi(Ekonomi) kalkınma savaşı- Henüz cumhuriyetin ilanını beklemeden ulusal iktisat için bir kongrenin toplanmasını emreder ve  “süngü” savaşının bittiği yer olarak güzel İzmir’imizi işaret eder.
17 Şubat 1923 ‘de toplanan 1. İzmir İktisat Kongresi 16 gün süren çalışmalar sonucu “Misak-i İktisat“ olarak adlandırılan bir dizi kararlar alırlar. Tüm kararların “Milli egemenlik”, “İktisadi Egemenlik” kavramları ile özleştiğini görürüz.
Atatürk’ün önemli kararlarını uygulamak için seçtiği yerlerin özenle, anlamlı şekilde seçildiğini hep hatırlamak gerekir. Bir liman şehri Mondros da bize teslimiyeti kabul ettirmek isteyenlere, Zaferini bir liman şehrinde, Mudanya da imzalattığı anlaşmayla kabul ettirmiştir. Düşmanın Anadoludan atıldığı  yer olan, bize yanmış yıkılmış bırakılan İzmirde, Uluslararası bir fuarla Türkiyenin yeniden inşasına simgelemek ve ülkeleri dostça ekonomik işbirliğine davet etmekte çok anlamlıdır. 1936 da İzmir Enternasyonal Fuarı’nın ilk açılışında yeni teknolojiler tanıtılmış, Türkiye’nin dış tanıtımı yapılmış, kültürel, sanatsal ve turizm yönünden organizasyonlar yapılmıştır.Atatürk’ün  seçtiği yerle de vermek istediği mesajı vurgulamasını gösterir.



Yanan yerlere kültürpark ve uluslararası fuar yapmak. Yüksek bir karakterin ifadesi.

 Bugüne geldiğimizde kongrenin yapıldığı yeri hatırlayan var mı acaba? Yıkılan ve açık otopark olarak kullanılan bu binanın bir köşesine küçük bir anıt yapılmış. Birde “Expo 2015 ” için aday olduğumuz günlerde bu anıtın önünde kısa bir basın açıklaması yapılmıştı hepsi o kadar. Geçmişe vefa göstermeyen gelecekte Muvaffak olabilir mi? Expo 2015 avucumuzun içinden kayıp gitti. Şaşırmadım…
 


İktisat Kongresinin yapıldığı yerden bize kalan


Tarihi kongrenin yapıldığı ve bugün yerinde otopark olan bina


Atatürk'ün halkı refah içinde yaşasın diye 85. yıl önce gösterdiği hedef

O binanın aslına uygun olarak yeniden yapılması, kongre ve sergi sarayı amacıyla kullanılması İzmir’imize nede çok yakışır.
   
  Askeri zaferler ekonomik zaferler ile taçlandırılmadıkça kalıcı olmaz!
       M. Kemal ATATÜRK


TARİHTEKİ İLK TÜRK CUMHURİYETİ
Ağustos ayı tarih sayfalarında şanlı zaferlerimizle doludur. 31.08.1913 de kurulan. "BATI TRAKYA BAĞIMSIZ HÜKÜMETİ" bunlardan biridir. Yönetim şeklinin "CUMHURİYET" olması nedeni ile tarihte kurulan "İLK TÜRK CUMHURİYETİ" olarak kabul edilir.
Başkenti: GÜMÜLCİNE
Yönetim şekli:CUMHURİYET
Cumhurbaşkanı:HAFIZ SALİH EFENDİ
Genelkurmay başkanı:SÜLEYMAN ASKERİ BEY
Bayrağı,Ulusal marşı ,Posta pulu ve mühürleri ile devlet örgütlenmesi çok kısa zamanda tamamlanmış oldu.Emperyalist ülkelerin Osmanlı imparatorluğuna baskıları nedeni ile ;29 EKİM 1913 günü bu toprakları Bulgaristan’a terk etmek zorunda kalıyoruz.
On yıl sonra yine bir 29 EKİM ‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ ‘ ilan ediliyor, bu tarih tesadüf olabilir mi ?Ancak ,Batı Trakya Türk Cumhuriyetini kuran subayların kurmay başkanı MUSTAFA KEMAL(ATATÜRK) olunca tesadüflere pek yer olmadığını kolayca anlayabiliriz. 
‘ZAFER BAYRAMI TÜM ULUSUMUZA KUTLU OLSUN’
 



 
TERCİH ZAMANI
OKS, SBS,ÖSS kısaca sınav maratonu sona erdi .Şimdi tercih zamanı.
Bu yazıma ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “MEDENİ BİLGİLER” kitabından alıntı ile başlamak istiyorum.  

Meslek seçimi: ‘Her zorla yapılan çalışma sert ve ağır gelir. İnsanın çalışmaktan hoşlanması ve zevk alması için mesleğini yeteneklerine uygun ve gücü ile orantılı olarak seçmiş olması gerekir. Bu nedenle gençlikte en önemli sorun, meslek seçimidir.’
     
Bugün gençlerimize meslek seçiminin önemini anlatabiliyor muyuz? Sanmıyorum.
Bütün gelişmiş ülkelerde orta öğretim kurumları : %65 Mesleki ve teknik eğitim liseleri %35 klasik liseler. Ülkemizde ise bu oranlar maalesef tam tersine.
Cumhuriyetimizin ilanından önce toplanan 1. İktisat kongresinde alınan kararlardan biri: her ilçeye bir teknik okul açılmasıydı. Yine Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarından bir alıntı; Yeni kuşaklar çalışma ve üretici olma düşünceleri ile yetiştirilmelidir. Ülkemizin ekonomik kalkınması ancak böylelikle sağlanabilir.

Bugüne baktığımızda ise; Marka ve eğlence tutkunu gençliği görmek için çok uzağa gitmeye gerek yok. Dershane sarmalına alınan gençleri çok da suçlamayalım, bu sistemi onlar istemedi. Biz büyükler dayattık.
 Katsayı kâbusunu kaldırarak Mesleki ve Teknik eğitimin önünü açmalıyız.

 ÖRNEK Mİ? 
1- Nikola TESLA'nın yaşam öyküsü
2- Almanya’da teknik ve ticaret liseleri mezunları her türlü mühendisliğe ve fark dersleri vererek ilgili fakültelere gidebilir. Bu Teknik liseler normal liselerden(Gymnasium’lardan) daha çok ilgi görmektedir. Teknik Lise: Teknik alanlarda eğitim vererek öğrenciyi yükseköğretim kurumlarına hazırlayan ortaöğretim kurumu.
 


 
img522/9357/teknik2km3.jpg Yazımı ilk cumhurbaşkanımız ve devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ve İkinci cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’nün sözleriyle bitirmek istiyorum;
"Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan, rahat yaşamanın yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler, önce onurlarını, sonra özgürlüklerini, daha sonrada geleceklerini kaybetmeye mahkumdurlar." M.K.Atatürk
"Çağdaş demokrasi ancak çağdaş teknoloji ile mümkündür." İ.İnönü


 

EFELER DİYARI ÖDEMİŞ!
Efeler, Osmanlının son dönemlerinde haksızlıklara baş kaldıran asi gençlik.
Bağımsızlık savaşımızda Kuvayı Milliye’nin çekirdeğini oluşturdular. Ödemiş yöresinde yetişen ünlü efeler:
            Çakırcalı Mehmet Efe (1872-1912)
            Kamalı Mustafa Efe (1875- 1905)
Çakırcalı ya da halk dili ile Çakıcı Efe Ödemişli bir köylü çocuğu olarak ortaya çıkmış, Menderes bölgesinin dağlarına egemen olmuş. 

Aşağıdaki ünlü türkü Çakıcı için yakılmıştır.

Ödemiş kavakları
Tellidir yaprakları
Bize de derler çakıcı
Yar fidan boylum
Yakarız konakları
 
Selvi senden uzun yok,
Yaprağında gözüm yok
Kamalı zeybek vurulmuş
Yar fidan boylum
Çakıcıya sözüm yok

 
Poslu Mestan Efe
Kuvayı Milliye Bozdağ Cephesi Komutanı
 
Gökçen Efe
Ünlü Çakırcalı Efe’nin akrabası. Yunan işgal kuvvetlerini taciz ederek onlara kan kusturdu.
Gökçen Efe için
“Gökçen Efem aman aman
İner gelir inişten
Her yanı görülmüyor
Gümüşten” diye türküler yakılmıştır
 

Ege’de ilk Kuvayı Milliye güçlerinin kuruluşunun gerçekleştiği Ödemiş’te kentin girişinde, Hürriyet Meydanındaki Efe Anıtında şunlar yazılıdır:”Kurtuluş Savaşımızda Kuvayı Milliye sırasında emperyalizme karşı mücadele veren Ödemişli Efe ve Zeybeklerin aziz anısına” Ödemiş Belediyesi 23.04.1993

Efelerin hizmetlerini saygı ile anıyor ve sokaklara Efe adını veren belediye başkanlarını kutluyorum.
Not: Onlarca yabancı futbolcu ve pop şarkıcı ezberletilen zamane gençliğe umarım yararlı olur.
SBS OKS, ÖSS KPSS gibi sınavlarda soru olarak karşımıza çıkar? Neden olmasın?



İLK KURŞUN

Güneybatı Anadolu’da Kuvayı Milliye Harekâtı adlı özgün eserin yazarı Prof. Sıtkı AYDINEL ,” Kuvayı Milliye, faaliyetini organize bir şekilde ilk defa Ödemişte ‘te uygulamıştır” diye yazar.
Başka bir yazar ,”…Ödemiş’te kurulan ilk silahlı halk kuvvetine verilen Kuvayı Milliye adı, her tarafta benimsenmiş, bundan sonra birbiri ardına kurulan mahalli silahlı halk kuvvetleri ‘Kuvayı Milliye’ adını almışlardır” diye belirtiyor. 

Bu ilk direnişin önemi askeri olmaktan çok simgeseldir.31 Mayıs 1919 günü, Ödemiş’te işgale boyun eğilmeyeceği kanıtlanmıştır. Nitekim Hacıilyas Tepesi, o günden bu yana İlkkurşun Tepesi olarak anıldı ve Kurtuluş Savaşı’nın onurlu bir simgesi oldu. 

Araştırmacı yazar General Erçikan ise,”… doğrudan doğruya halktan örgütlenmiş Ödemiş’in ‘Yiğit Ordusu’ diye anılan ulusal kuvveti de halkın İlkkurşun Savaşı’nı vermiştir. …Ödemiş’te yükselen ses yalnız silah sesi değildi. Burada kurtuluş için Türk’ün gür sesi de yükselmişti”der. 

Tüm şehitlerimizin ve gazilerimizin anısı önünde saygı ile eğiliriz.

Kaynak: KUVAYI MİLLİYE’NİN KURULUŞU ALEV COŞKUN
 
www.odemis.net



1 ziyaretçi (3 klik)
© 2008 egesatranc . net
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol